[1*] Northern Star ("Kuzey Yıldızı"). – İngiliz çartistlerinin gazetesiydi. Yöneticisi O'Connor'dı, Julian Harney ve Ernest Jones gazetenin başlıca yazarları arasındaydı. New Moral World ("Yeni Ahlaki Dünya") ünlü İngiliz sosyalisti Robert Owen'ın (1771-1858) organıydı.
[2*] Kutsal Aile ya da Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi. Bruno Bauer ve Hempalarına Karşı (Die heilige Familie oder Kritik des kritischen Kritik) [Sol Yayınları, Ankara 1976], 1844'te yayınlandı.
[3*] Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı (1859), Sol Yayınları, Ankara 1979.
[4*] İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu (Die lage der arbeitenden Klasse in England).
[5*] Marx ve Engels'in Almanya'ya dönüşlerini (Mart 1848) sağlayan, devrim oldu. Bu arada Marx, üç yıl önce Fransa'dan sınırdışı edildiği gibi (1849'da gene edilecektir), Belçika'dan da sürüldü. Köln komünistlerinin davası bundan dört yıl sonradır (1852).
[6*] Wilhelm Wolff (1809-1864). – "Eskiden Silezya dokumacılarının acılarım dile getirmiş ve onların isyanlarının nedenlerini açıklamış olan ateşli ve gadre uğramış savaşçı yazar." (Adler). Wolff, kurt (Lupus) anlamına gelir.
[7*] Sonuncu, ama aynı derecede önemli.
[8*] Ocak 1845. A. de Humboldt, tanınmış coğrafyacı, o zaman Prusya'nın Paris büyükelçisi idi.
[9*] Friedrich Engels, Herr Eugen Dührings Umwälzung der Wissenschaft. Philosophie. Politische Ökonomie. Sozialismus, Leipzig 1878. (Bkz: Anti-Dühring, Bay Eugen Dühring Bilimi Altüst Ediyor, Sol Yayınları, Ankara 1977.) –Ed.
[10*] Lofargue'ın imzasıyla yayınlanan metinde şu ek vardır: "Üçüncü bölümde çeşitli eklemeler yapan yazar, kapitalist üretimin ekonomik güçlerinin diyalektik gelişimini Fransız okurlar için anlaşılır hale getirmek için, bunları gözden geçirdi." –Ed.
[11*] Bkz: Friedrich Engeis, "Bir Ekonomi Politik Eleştirisi Denemesi" Karl Marx, 1844 Elyazmaları – Ekonomi Politik ve Felsefe, Sol Yayınlan, Ankara 1976, s. 397-433. -Ed.
[12*] Bkz: "Komünist Parti Manifestosu", Komünist Manifesto ve Komünizmin İlkeleri, Sol Yayınları, Ankara 1991, s. 105-157. –Ed.
[13*] Lafargue'ın imzasıyla yayınlanan metinde şu ek vardır: "Komünist Manifesto, modern sosyalizmin en değerli belgelerinden bindn Bugün bile, burjuva toplumun gelişiminin ve kapitalist topluma bir son vermesi gereken proletaryanın doğulunun en güçlü ve açık bir sunumudur; burada, Marx’ın bir yıl önce yayınlanmış Misére de la philosophie’sinde olduğu gibi, sınıf savaşımı teorisinin ilk kez açıkça formülleştirildiği görülür." –Ed.
[14*] Bkz: Friedrich Engels, "Reich Anayasası İçin Kampanya", Almanya'da Burjuva Demokratik Devrim, Sol Yayınlan, Ankara 1S75, s. 149-266. –Ed.
[15*] Bkz: Friedrich Engels, Köylüler Savaşı, Sol Yayınları, Ankara 1990. -Ed.
[16*] Bkz: Friedrich Engels, "Rusya'daki Toplumsal İlişkiler Özerine", Marx-Engels, Seçme Yapıtlar, 2, Sol Yayınları, Ankara 1977, s. 402-Ed.
[17*] MEW, Bd. 19, s. 37-51.
[18*] Bkz: Friedrich Engels, Konut Sorunu, Sol Yayınları, Ankara 1992. – Ed.
[19*] Bkz: F. Engels, "Bakuninciler işbaşında", Marx-Engels-Lenin, Anarşizm ve Anarko Sendikalum, Sol Yayınları, Ankara 1979. -Ed.
[20*] Treitschke, Heinrich V., (1834-1896) tarih yazarı. 1866'dan önce Avusturya'yı dışaran birleşik bir Almanya isteyen politik görüşü benimseyenlerden. En önemli yapıtı: Deutsche Geschichte im 19. Jahrhundert (Ondokuzuncu Yüzyılda Alman Tarihi).–Ed.
[21*] "Almanya'da" bir yazım yanlışıdır. Şöyle olmalı: "Almanlardan." Çünkü bilimsel sosyalizmin doğuşunda bir yandan diyalektiği ne kadar vazgeçilmez idiyse, İngiltere’nin ve Fransa'nın gelişen ekonomik ve politik koşulları da o kadar vazgeçilmezdi. Kırklı yılların başlarında Almanya'nın bugünkünden çok daha aşağıda bulunan ekonomik gelişim basamağı, olsa olsa ekonomik karikatürler yaratabilirdi (karş: Komünist Parti Manifestosu, III, 1, c: "Der Deutsche oder 'wahre' Sozialismus"a). Ancak İngiltere’de ve Fransa'da doğan ekonomik ve politik durumlar, Alman-diyalektik eleştiriden geçtikten sonra, ancak o zaman gerçek bir sonuç elde edilebilirdi. Bu bakımdan, bilimsel sosyalizm yalnızca Alman değil, tersine, uluslararası bir üründür.b
a Bkz: "Alman Sosyalizmi ya da 'Hakiki' Sosyalizm", Komünist Manifesto ve Komünizmin ilkeleri, s. 144-148. -Ed.
b Engels, bu dipnotu, 1863'teki üçüncü Almanca baskıya koymuştur. -Ed.
[22*] 1892 ilk İngilizce baskısı için yazılmıştır. –Ed.
[23*] Engels, Anti-Dühring'i kastediyor. –Ed.
[24*] Özel öğretim görevlisi. –ç.
[25*] Derinlik. –ç.
[26*] İncelenmekte. –ç.
[27*] "Qual" filozofça bir sözcük oyunudur. Qual, harfi harfine, işkence, bir çeşit eyleme zorlayan bir acı anlamındadır; gizemci Böhme, [qual’ın -ç.] Almancasına Latince qualitas (nitelik) sözcüğünden bir şeyler katmıştır. Onun "qual"ı, dıştan çektirilen bir acıya karşıt olarak, ona yakalanan nesnenin, ilişkinin, ya da kişinin kendiliğinden gelişiminin doğurduğu eyleme geçiren ilkeydi.
[28*] Marx ve Engels, Die heilige Familie, Frankfurt a. M., 1845, s. 201-204. [Marx ile Engels’in bu kitabının tam adı şöyledir: Die heilige Familie oder Kritik der Kritischen Kritik. Gegen Bruno Bauer und Konsorten. (Bkz: Kutsal Aile ya da Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi, Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 197) -Ed.]
[29*] Londra'da Mayıs ve Ekim 1851 arasında düzenlenen Dünya Ticareti ve Sanayi Sergisine gönderme yapılıyor. -Ed.
[30*] "Bu varsayımı hiç gereksinmedim." –ç.
[31*] "Başlangıçta eylem vardı" (Goethe, Faust.) –ç.
[32*] Soyut olarak. –ç.
[33*] Somut olarak. –ç.
[34*] Gürbüz, ama kötücül çocuk. –ç.
[35*] Dekartçılık. –ç.
[36*] Medeni Kanun, Yurttaşlık Yasası. –ç.
[37*] Londra yazarsınız ve İstanbul okursunuz. –ç.
[38*] Ticari sorunlarda bile, şovenizm, kötü bir kılavuzdan başka bir şey değildir. Pek yakın zamanlara kadar, sıradan İngiliz fabrikatörü kendi dilinden başka bir dili konuşmayı bir İngiliz için küçültücü sayıyor ve "zavallı yabancıların" İngiltere’ye yerleşerek, onu, ürünlerini dışarda satma derdinden kurtarmış olmalarından daha çok kıvanç duyuyordu. Pek çoğu Alman olan bu yabancıların, böylelikle, İngiliz dış ticaretinin çok büyük bir kesimini, dışalımı ve dışsatımı ellerine geçirmelerine ve doğrudan İngiliz dış ticaretinin aşağıyukan tümüyle sömürgelerde, Çin, Birleşik Devletler ve Güney Amerika ile sınırlanmasına hiç önem vermiyordu. Bu Almanların, bütün dünyada eksiksiz bir ticaret sömürgeleri ağı örgütleyen ve dış ülkelerde bulunan Almanlarla ticaret yapmalarına da aldırmıyordu. Ama Almanya, kırk yıl kadar önce, dışsatım için üretime ciddi olarak başlayınca, bu ticaret ağı, Almanya'nın, dışa tahıl satan bir ülke iken kısa sürede önde gelen bir sanayi ülkesi haline gelmesine yaradı. O zaman, on yıl kadar önce, İngiliz fabrikatörü ürktü, elçilerine ve konsoloslarına müşterilerini artık neden elinde tutamadığını sordu. Şu yanıt, oybirliğiyle verildi: 1. Müşterilerinizin dilini öğrenmiyor, tersine, onların sizin dilinizi öğrenmesini bekliyorsunuz. 2. Müşterilerinizin gereksinmelerine, alışkanlıklarına ve zevklerine bile uygun davranmaya çalışmıyor, tersine, İngilizlere özgü alışkanlıklar ve zevkler edinmelerini bekliyorsunuz.
[39*] Gürbüz çocuk, –ç.
[40*] Kötücül. –ç.
[41*] Bayramdan sonra, iş işten geçtikten sonra. –ç.
[42*] Eylemsizlik kuvveti. –ç.
[43*] Fransız devrimi üzerine olan paragraf şöyledir: "Düşünce, hukuk kavramı, kendisini birdenbire duyurdu, ve haksızın düzeni bunun karşısında tutunamadı. Şimdi, bu hukuk kavramı içinde, bir anayasa kurulmuştu ve artık her şeyin ona dayanması gerekiyordu. Güneş gökyüzünde parıldadığından ve gezegenler onun çevresinde yörüngelerine oturduğundan beri, insanın başüstü durduğu, yani düşünceyi temel aldığı ve gerçeği bu imgeye göre kurduğu görülmemişti. Nous'un, sağduyunun, dünyayı yönettiğini ilk defa Anaksagoras söylemişti; ama şimdi insan, ilk olarak, düşüncenin zihinsel gerçekliği yönetmesi gerektiği bilgisine varmıştı. Ve bu, olağanüstü bir gündoğumuydu. Bütün düşünen varlıklar, bu kutsal günü hep birlikte övdüler, insanlar, yüce bir heyecana kapıldılar, sağduyunun coşkusu dünyayı kapladı, sanki artık Kutsal ilke ile dünyanın uzlaştırılmasına gelinmişti" [Hegel, Philosophy of History (Tarih Felsefesi") 1840. s. 535] Profesör Hegel'in böyle yıkıcı ve tehlikeli öğretilerine karşı, sosyalistlere-karşı yasayı yürürlüğe koymanın tam zamanı değil midir?
[44*] Hükümet darbesi. –ç.
[45*] Saint-Simon, Lettres d'urt habitant de Genéve à ses comtemporains, Paris 1868, s. 55. –Ed.
[46*] Aynı yapıt, s. 41-42. –Ed.
[47*] "Avrupa'nın bütün kızıl cumhuriyetçilerine, komünistlerine ve sosyalistlerine" seslenen, ve, 1848'de, Fransa'nın geçici hükümetine, ve aynı zamanda "kraliçe Victoria'ya ve onun sorumlu örgütçülerine" gönderilen "Us'ta ve Uygulamada Devrim" adlı bir muhtıranın 21. sayfasından.
[48*] Not, 1. Bölüm, s. 22.
[49*] Dikkat ediniz. –ç.
[50*] Mal edinme biçimi aynı kalsa bile, mal edinmenin niteliğinin, yukarda anlatılan değişmelerden dolayı, baştan sona ve üretim kadar değiştirildiğini söylemek pek de gerekli değildir. Kendi öz ürünümü kendime mal edinmem ile başkalarınınkini mal edinmem, elbette çok farklı bir sorundur. Bu arada, bütün kapitalist üretim tarzım embriyon halinde içeren ücretli emeğin çok eski olduğunu; köle emeğinin yanıbaşında, ayrı ve dağınık bir biçimde bulunduğunu belirtelim. Ama bu embriyon, ancak tarihsel önkoşullar ortaya çıktıktan sonra gereğince gelişebildi.
[51*] The Condition of the Working Class in England (İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu), (Sonnenschein & Co.), s. 84.
[52*] Karl Marx, Kapital, Birinci Cilt, Sol Yayınları, Ankara 1986, s. 496-498. –Ed.
[53*] Aynı yapıt, s. 473. –Ed.
[54*] Karl Marx, Kapital, Birinci Cilt, s. 663. italikler Engels'in. –Ed.
[55*] [Al]"malıdır", diyorum. Çünkü üretim ve dağıtım (distribution) araçları, gerçekten anonim ortaklıklarla yönetilemeyecek kadar gelişince ve bundan ötürü, devletleştirilmeleri ekonomik bakımdan kaçınılmaz olunca, –bu işi bugünün devleti bile yapsa– ancak o zaman, ekonomik bir ilerleme vardır; toplumun kendisinin bütün üretken güçlere elkoymasına doğru bir ilk aşamaya ulaşma sözkonusudur. Ama son zamanlarda, Bismarck sınai kurumların devletleştirilmesine giriştiğinden beri, her türlü devlet mülkiyetini, Bismarck'a özgü biçimde olanı bile, hiç gürültü patırtı etmeden sosyalistliğe özgü ilan eden, zaman zaman uşaklığa doğru yozlaşan, bir çeşit düzmece sosyalizm doğdu. Ve elbette, tütün sanayiine devletin elkoyması sosyalistliğe özgü, Napoléon ve Metternich sosyalizmin kurucuları arasında sayılmak gerekti. Belçika devleti, tam anlamıyla politik ve mali nedenlerle başlıca demiryollarını kendisi yaptırdıysa, Bismarck, hiçbir ekonomik zorunluk olmadan, savaş halinde demiryollarından daha iyi yararlanmak için, ve demiryolu memurlarım hükümete oy veren bir sürü haline getirmek için, ve özellikle, kendisi için parlamento oylarına bağımlı olmayan yeni bir gelir kaynağı yaratmak amacıyla, bellibaşlı Prusya demiryollarını devletleştirdiyse, bu asla, dolaylı ya da dolaysız olarak, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, sosyalistliğe özgü bir yol değildi. Yoksa, Krallık denizcilik ortaklığı, Krallık porselen yapımı ve hatta ordudaki alay terzisi, (Friedrich Wilhelm III devrinde açıkgözün birinin, devletleştirilmesini ciddi ciddi önerdiği genelevler bile) sosyalistliğe özgü kurumlar olurdu.
[56*] Çağdaş üretim araçlarının, kapitalizmin baskısı altında bile, işitilmemiş taşkın gücü konusunda yaklaşık bir fikir vermeye birkaç rakam yetebilir. Bay Giffen'e göre, Büyük Britanya'nın ve İrlanda’nın toplam serveti, yuvarlak rakamlarla şöyledir:
1814'te 2.200.000.000 İngiliz lirası
1865'te 6.100.000.000 "
1875'te 8.500.000.000 "
Üretim araçlarının ve ürünlerin bir bunalım sırasındaki israfına ve yıkımına gelince, ikinci Alman Sanayi Kongresinde (Berlin, 21 Şubat 1878), yalnız Alman demir sanayiinin 1873-78 bunalımındaki toplam zararı,
22.750.000 İngiliz lirası olarak hesaplanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.