MATERYALİST tarih anlayışı, insanın yaşamını sürdürmeye yarayan araçların üretiminin ve, üretimin yaraşıra, üretilen şeylerin değişiminin bütün toplumsal yapının temeli olduğu; tarihte ortaya çıkmış her toplumda, zenginliğin dağıtıldığı ve toplumun sınıflara ya da takımlara bölündüğü tarzın, ne üretildiğine, nasıl üretildiğine ve ürünlerin nasıl değişildiğine bağımlı olduğu önermesinden hareket eder. Bu görüş açısından, bütün toplumsal değişmelerin ve politik devrimlerin ereksel nedenleri, insanların kafalarında, insanların sonrasız gerçeği ve adaleti daha iyi kavramalarında değil, ama üretim ve değişim tarzlarındaki değişmelerde aranmalıdır. Bunlar felsefede değil, her sözkonusu çağm ekonomisinde aranmalıdır. Varolan toplumsal kurumların usa-aykırı ve adaletsiz olduğunun, sağduyunun saçmalaştığının, doğrunun yanlış hale geldiğinin 55 giderek kavranması, yalnızca, üretim ve değişim tarzlarında sessizce değişmeler olduğunun ve eski ekonomik koşullara uyarlanmış toplumsal düzenin artık onlara uymaz hale geldiğinin kanıtıdır. Bundan şu da anlaşılır: günışığına çıkarılan aykırılıklardan kurtulmanın araçları da, değişmiş üretim tarzlarının kendilerinde, epeyce gelişmiş halde bulunmak gerekir. Bu araçlar, tümdengelim yoluyla temel ilkelerden çıkarılmamalı, ama yürürlükteki üretim sisteminin çetin olgularında aranıp bulunmalıdır.
Öyleyse, modern sosyalizmin bu bağlantıdaki konumu nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.